Maliyet geri ödemeli sözleşmeler genellikle işin kapsamının net olarak tanımlanamadığı durumlarda tercih edilmelidir. Bu sözleşme tipinde işin başında satıcıya ödenecek olan nihai tutar belli değildir. Satıcıya işin kapsamı çerçevesinde tamamlanan çalışmalar için gerçekleştirdiği tüm yasal maliyetler ödenir. Bunun yanında satıcıya yapmış olduğu işin karşılığında belli bir kâr ödemesi de yapılabilir. İşin sonunda nihai ödemenin ne olacağı belli olmadığından Alıcı üstünde ciddi bir mali risk vardır. IT sektöründe işin yüksek risk içerdiği özellikle Arge projeleri kapsamında bu sözleşme tipi kullanılmaktadır.
Maliyet geri ödemeli sözleşmeler aşağıdaki şekilde sınıflandırılmaktadır:
1-Maliyet Geri Ödemeli Sözleşme (Cost Contract)
Özellikle kâr amacı gütmeyen kurumlar tarafından gerçekleştirilen işler kapsamında kullanılan bu sözleşmede Satıcı kendisi için herhangi bir gelir istemeden sadece gerçekleştirmiş olduğu işlerin maliyetini Alıcı taraftan talep eder.
2-Maliyet Artı Sabit Fiyatlı Sözleşmeleri (Cost Plus Fixed Fee)
Bu sözleşme türü kapsamında Satıcıya kendisinden istenilen çalışmaları yerine getirmesi karşılığında tüm maliyetleri ödenir. Bunun üstüne baştan anlaşılan bir sabit bir ücrette işin sonunda Satıcı’ya ödenir. Ücret sadece tamamlanan çalışmalar için ödenir. Satıcının işi gerçekleştirirken gösterdiği performansına göre değişmez. Bu sözleşme türünde hem alıcı maliyetlerin çok yüksek olması durumunda öngördüğünden çok daha fazla ödeme yapmak zorunda kalabilir. Satıcı içinse maliyete ilave edilecek sabit ücret ödemesi yeterli gelmeyebilir.
3-Maliyet Artı Teşvik Primli Sözleşmeleri (Cost Plus Incentive Fee)
Bu sözleşme kapsamında Satıcıya sözleşme kapsamındaki çalışmaları yerine getirmesi karşılığında gerçekleştirdiği tüm maliyetler geri ödenir. Ayrıca Satıcı sözleşmede belirtilen belli performans hedeflerine ulaşılması durumunda önceden belirlenmiş bir teşvik ücreti de alır.
İşin sonunda ortaya çıkan maliyetler başlangıçta tahmin edilen maliyetlerden farklı ise ne olur?
Bu sık karşılaşılan bir durum olarak karşımıza çıkar. Böyle bir durumda alıcı ve satıcı önceden anlaşılmış bir maliyet paylaşımı formülüne dayanarak farklılık gösteren maliyetleri paylaşırlar. Örneğin, Satıcı eğer işi belirlenen toplam maliyetin altında tamamlar ise belirli bir yüzdede bu kazanç kendisine kalır. Bunun tersi olan bir durum ortaya çıkmış olursa bu durumda da alıcı ve satıcı genelde aralarında önceden belirledikleri oranda (örneğin 70/30) bu fazlalığı üstlenirler.
Bu sözleşme türü bilinmezliğin fazla olduğu durumlarda Alıcı için risk azaltmada etkili bir seçenektir. Alıcı için en önemli risk maliyet aşımıdır. Satıcı için ise en önemli risk, teşvik ödemesi performansa bağlı olduğundan dolayı, performans hedeflerine ulaşılaması durumunda teşvik ödemesi alamaması ihtimalidir.
4-Maliyet Artı Ödül Sözleşmeleri (Cost Plus Award Fee)
Bu sözleşme kapsamında Satıcıya sözleşme kapsamındaki çalışmaları yerine getirmesi karşılığında gerçekleştirdiği tüm maliyetler ve bir teşvik ücreti geri ödenir. Ayrıca bunun üstüne sözleşmede belirlenmiş olan performans kriterlerini aşması durumunda Satıcıya belirli oranda bir ödül ödemesi de yapılır. Nihai ücretin belirlenmesi tamamen alıcının, satıcı performansına ilişkin öznel değerlendirmesine bağlıdır ve genellikle satıcı belirlenen ücrete itiraz edemez. Bu tür sözleşmeler satıcılar için risklidir, çünkü alıcı, satıcının performansını öznel olarak belirler ve satıcının yeterince iyi performans göstermediğine karar verebilir.
Pena Akademi olarak projelerde tedarik yönetimindeki sözleşme tiplerine yönelik bu yazı dizimiz devam edecektir. Böylece proje yönetimi ve iş analizi alanlarında bilgi ve deneyimini arttırmak, PMP ve CBAP/CCBA/ECBA sertifika sınavlarına hazırlanmak isteyen herkesin bu konuda yararlanabilecekleri bir çalışmanın ortaya çıkmasını hedefledik. Bu yazı dizimizin önceki yazısına buradan ulaşabilirsiniz.
Comments